11 Ağustos 2012 Cumartesi

PRAG GÜNLERİM -1


Bugün itibariyle Prag’taki  16. günüm. Türkiye’den farklı bir ülkeye geçip o ülkenin dilini öğrenmenin bu kadar zor olacağını, bu yola baş koyduğumda hiç düşünmemiştim. Prag’da dil kursuna gitmeye Türkiye’den arkadaşımla beraber karar verdik. Her ne kadar ikimiz beraber karar versek te bu şehre gelişlerimiz farklı araçlarla oldu bu da biraz daha durumu zorlaştırdı ikimiz için de.
27 temmuz Cuma günü yola çıktım ve o günün akşamına doğru hiç bir şey bilmediğiniz bir ülkeye ayak basıp oranın insanlarıyla yarım İngilizce konuşarak anlaşmaya çalışmak…
Havaalanından yurda gitmek için 2 otobüs değiştirip metro ya binip sonra tekrar otobüse binip te yurda geçmek epeY zor oldu tahmini olarak 2 saatimi aldı. Havaalanında taksiciyle olan diyaloglarıma gelirsek. Ben de yarım İngilizce onda yarım İngilizce yurda götürme konusunda pazarlık yapsam da benim 3 otobüs ve metro için vereceğim para çek para birimi (koruna) üzerinden değerlendirirsek dağlar kadar fark  vardı. 900 korunadan başlayan pazarlıklar 600 koruna da son bulsa da ben otobüse 32 koruna gibi fiyat ödeyince sanırım iyi bir miktar kara geçmiş oldum.  Bu arada (korun ile tl arasında ki farkı düşünecek olursak 100 korun eşittir =11 tl gibi düşünebilirsiniz aralarında tek sıfırlık bir fark var korunadan 1 sıfırı attığınız zaman yaklaşık olarak tl ye eşit olduğunu anlayacaksınız). Bu kısa bilgilerin ardından buradaki maceramın ilk kısmına geçmek istiyorum.
Otobüse binmem ile beraber elimde ki harita da nereye gideceğimi  hangi ulaşım araçlarıyla yapacağımı planlarken yanıma sözlük almama zararlarını bir şekilde yaşadım. Yabancı bir ülkedesin insanlara yolu soruyorsun , Çek insanları için soğuk insanlar deseler de herkes yardımcı olmaya çalışıyor fakat anlamak zor oluyor. Sebebi de gayet belli bir anda hem metro hem tramvay hem de otobüs kullanma olanağınız var bu da anlatılan yolları bulmakta güçlük çıkarıyor J Biraz adamların raylı sistemler ve toplu taşıma hakkında gelişmiş olduğundan bahsetmiş gibi olsak ta ciddi anlamda toplu taşıma konusun da çok iyi konundalar diyebilirim rahatlıkla. Toplu taşımada ki tek problem insanların sabah ya da akşam fark etmeden sürekli alkol kokmaları bu da bu araçlar da güzel bir hava oluşturmuyor tabi bizim için bu geçerli onlar için hiç sorun yok gibi J adamlar da ki en büyük gelenekler den biri de belki de alkol kullanımıdır bunu demeden geçemeyeceğim hani sudan ucuz tabirimiz vardır ya bunu burada çok rahat anlayabiliyorum hatta tanıştığım yabancı arkadaşlara da bu atasözünü öğretiyorum J burada kullanım konusun da diğer yazılarımda biraz daha değineceğim elbet J
Konumuz epey dağılmadan ben kullandığım güzergah hakkında küçük bilgi vereyim. Havalanın dan indikten sonra madeni paralarınızı tabi ki korunaları kullanarak biletinizi jeton matik diye adlandırdığımız makinelerden 90 dk lık seçimini yaparak alabiliyorsunuz. Tabi dikkatli olmak ta fayda var makineler eski zaman makineleri paranızı yutabilir ya da hiç ummadığınız anda fazladan para da alabilirsiniz şansınıza kalmış bir şey artık J biletinizi aldıktan sonra Nadrazi Hostivar da bulunan yurda gitmek için havaalanı önünden 119 no deviçka otobüsüne biniyorsunuz. Otobüse binerken kartınızı okutmayı unutmayın eğer okutmazsanız yakalandığınız da 20 euro gibi bir ceza ile karşı karşıya kalabilirsiniz !!! devicka da otobüsten inip yeşil hattın bulunduğu metro A ya biniyorsunuz. 7 ya da 8 istasyon sonra straşnicka durağında inip tekrardan. X22 no lu otobüse binip yurda varabilirsiniz. Bu aslında ilk geldiğim zaman bu kadar basit değildi. Ben baya aktarmalar yapıp buldum yurdu ama artık buralar hakkında epey bilgi edindiğim için bu rotayı kullanmak çok rahat J
Yurda vardım saat 9 civarıydı diğer arkadaşımlar hiç irtibata geçemediğim için önce reception a geçtim kayıt için gerekli evrakları teslim ettim ( ISIC Card & yurt belgesi internet çıktısı ) tabi bir de reception da duran bayanın gösterdiği 1 aylık konaklama için 4650 koruna. Bunu istediği an yanımda o kadar fazla çek parası olmadığını söylediğim de tek yaptığı hareketin evrakları verip para yoksa kayıt olamazsın sözü olunca o kadar yorgunluğun ardından ayrı bir şok yaşamıştım . Her ne kadar kadına desem de tek gece için para vereyim yarın kalanı getireyim tek hatırladığım beni dinlemediği idi. İşte o an çok zor anlar başlamıştı saat 10 a doğru geliyordu yurt kapanır mı korkusu bian dan para bulup bulamayacağım korkusu bir yandan çıktım yollara J önce otobüs sonra metro istasyonları gezdikten sonra bir tane döviz bürosu buldum her ne kadar çok ucuza bozdurmuş olsam da para mı sonunda yurt için her şey tamamlanmış onun mutluğuyla yurda geri dönüp kadının suratına paraları atasım gelse de nazik şekilde evrakları teslim edip odamın yolunu tutmuş bulundum. Normal de bu yazım da sadece tek günden bahsetmek istemiyordum ama bu tecrübeleri daha çok şeyler anlattıracağa benzediği için bugünlük yazımı sonlandırıyorum. Yazıyı bloguma atarken bu konularla ilgili fotolara sahip olmadığım için muhtemelen yarın ki yazılarımdan itibaren hem fotoğraflar hem de ilginç anıları paylaşmak istiyorum.. SAYGILARIMLA

25 Mayıs 2012 Cuma

Okul bitirmek için girilen sınavlar !

      Ne yazık ki ! Geçmişten bu zamana kadar , sınavlara çalışmak hep sınavı geçme amacı doğrultusun da yapılır. Nedense çalışma olgusu öğrenmeye yönelik değil sadece günlük bilgiler elde edilerek uygulanır. Bugün girmiş olduğum sosyal bilimler araştırma yöntemleri sınavında da olduğu gibi. Ben ve çalışma arkdaşlarım ! :) Sınava sadece bugün çalıştık . Şu gerçek ki akşama bu bilgilerden hiç bir eser bile kalmayacak ! Bu durum tek bizim için geçerli değil çalışanların büyük bir çoğunluğu da bu sistemi izliyor. Peki bu dersin bize katısı ne olabilir ki ! Hem eleştiri hem de özeleştiri yapmak gerekirse ; Malum hepimiz de bir gelecek korkusu mevcut iş hayatınde ne olacağımızı bilemiyoruz. Fakat şöyle bir durum da var bu okulu okumak iş kazanımı için etkili ve bu okulu bu nedenler için seçtik ya da seçmek zorunda kaldık. Peki okulda ki bu bilgileri gündelik bilgi haline getirirsek (tek bu ders için tüm dersler için geçerli). Bu okuldan ne öğrenmiş olarak çıkabilirz ki ! Bir maliyeci bir işletmeci ya da bir iktisatçı olarak mı ! Pehh bu kafayla gidersek bizim sahip olacağımız vasıf belli . Diplomalı kahveci , diplomalı bakkalcı, diplomalı işsiz ya da diplomalı evhanımı !! Bugünlük bu kadar yeter  ileriki günler de bu eleştiri ve özeleştirilerle kendimi bulamya çalışacağım :))