Bugün itibariyle Prag’taki
16. günüm. Türkiye’den farklı bir ülkeye geçip o ülkenin dilini
öğrenmenin bu kadar zor olacağını, bu yola baş koyduğumda hiç düşünmemiştim. Prag’da
dil kursuna gitmeye Türkiye’den arkadaşımla beraber karar verdik. Her ne kadar
ikimiz beraber karar versek te bu şehre gelişlerimiz farklı araçlarla oldu bu
da biraz daha durumu zorlaştırdı ikimiz için de.
27 temmuz Cuma günü yola çıktım ve o günün akşamına doğru
hiç bir şey bilmediğiniz bir ülkeye ayak basıp oranın insanlarıyla yarım İngilizce
konuşarak anlaşmaya çalışmak…
Havaalanından yurda gitmek için 2 otobüs değiştirip metro ya
binip sonra tekrar otobüse binip te yurda geçmek epeY zor oldu tahmini olarak 2
saatimi aldı. Havaalanında taksiciyle olan diyaloglarıma gelirsek. Ben de yarım
İngilizce onda yarım İngilizce yurda götürme konusunda pazarlık yapsam da benim
3 otobüs ve metro için vereceğim para çek para birimi (koruna) üzerinden
değerlendirirsek dağlar kadar fark
vardı. 900 korunadan başlayan pazarlıklar 600 koruna da son bulsa da ben
otobüse 32 koruna gibi fiyat ödeyince sanırım iyi bir miktar kara geçmiş oldum. Bu arada (korun ile tl arasında ki farkı
düşünecek olursak 100 korun eşittir =11 tl gibi düşünebilirsiniz aralarında tek
sıfırlık bir fark var korunadan 1 sıfırı attığınız zaman yaklaşık olarak tl ye
eşit olduğunu anlayacaksınız). Bu kısa bilgilerin ardından buradaki maceramın
ilk kısmına geçmek istiyorum.
Otobüse binmem ile beraber elimde ki harita da nereye gideceğimi hangi ulaşım araçlarıyla yapacağımı
planlarken yanıma sözlük almama zararlarını bir şekilde yaşadım. Yabancı bir
ülkedesin insanlara yolu soruyorsun , Çek insanları için soğuk insanlar deseler
de herkes yardımcı olmaya çalışıyor fakat anlamak zor oluyor. Sebebi de gayet
belli bir anda hem metro hem tramvay hem de otobüs kullanma olanağınız var bu
da anlatılan yolları bulmakta güçlük çıkarıyor J
Biraz adamların raylı sistemler ve toplu taşıma hakkında gelişmiş olduğundan
bahsetmiş gibi olsak ta ciddi anlamda toplu taşıma konusun da çok iyi
konundalar diyebilirim rahatlıkla. Toplu taşımada ki tek problem insanların
sabah ya da akşam fark etmeden sürekli alkol kokmaları bu da bu araçlar da
güzel bir hava oluşturmuyor tabi bizim için bu geçerli onlar için hiç sorun yok
gibi J
adamlar da ki en büyük gelenekler den biri de belki de alkol kullanımıdır bunu
demeden geçemeyeceğim hani sudan ucuz tabirimiz vardır ya bunu burada çok rahat
anlayabiliyorum hatta tanıştığım yabancı arkadaşlara da bu atasözünü
öğretiyorum J
burada kullanım konusun da diğer yazılarımda biraz daha değineceğim elbet J
Konumuz epey dağılmadan ben kullandığım güzergah hakkında
küçük bilgi vereyim. Havalanın dan indikten sonra madeni paralarınızı tabi ki
korunaları kullanarak biletinizi jeton matik diye adlandırdığımız makinelerden
90 dk lık seçimini yaparak alabiliyorsunuz. Tabi dikkatli olmak ta fayda var
makineler eski zaman makineleri paranızı yutabilir ya da hiç ummadığınız anda
fazladan para da alabilirsiniz şansınıza kalmış bir şey artık J biletinizi aldıktan
sonra Nadrazi Hostivar da bulunan yurda gitmek için havaalanı önünden 119 no
deviçka otobüsüne biniyorsunuz. Otobüse binerken kartınızı okutmayı unutmayın
eğer okutmazsanız yakalandığınız da 20 euro gibi bir ceza ile karşı karşıya
kalabilirsiniz !!! devicka da otobüsten inip yeşil hattın bulunduğu metro A ya
biniyorsunuz. 7 ya da 8 istasyon sonra straşnicka durağında inip tekrardan. X22
no lu otobüse binip yurda varabilirsiniz. Bu aslında ilk geldiğim zaman bu
kadar basit değildi. Ben baya aktarmalar yapıp buldum yurdu ama artık buralar
hakkında epey bilgi edindiğim için bu rotayı kullanmak çok rahat J
Yurda vardım saat 9 civarıydı diğer arkadaşımlar hiç
irtibata geçemediğim için önce reception a geçtim kayıt için gerekli evrakları
teslim ettim ( ISIC Card & yurt belgesi internet çıktısı ) tabi bir de
reception da duran bayanın gösterdiği 1 aylık konaklama için 4650 koruna. Bunu
istediği an yanımda o kadar fazla çek parası olmadığını söylediğim de tek
yaptığı hareketin evrakları verip para yoksa kayıt olamazsın sözü olunca o
kadar yorgunluğun ardından ayrı bir şok yaşamıştım . Her ne kadar kadına desem
de tek gece için para vereyim yarın kalanı getireyim tek hatırladığım beni
dinlemediği idi. İşte o an çok zor anlar başlamıştı saat 10 a doğru geliyordu
yurt kapanır mı korkusu bian dan para bulup bulamayacağım korkusu bir yandan
çıktım yollara J
önce otobüs sonra metro istasyonları gezdikten sonra bir tane döviz bürosu
buldum her ne kadar çok ucuza bozdurmuş olsam da para mı sonunda yurt için her
şey tamamlanmış onun mutluğuyla yurda geri dönüp kadının suratına paraları
atasım gelse de nazik şekilde evrakları teslim edip odamın yolunu tutmuş
bulundum. Normal de bu yazım da sadece tek günden bahsetmek istemiyordum ama bu
tecrübeleri daha çok şeyler anlattıracağa benzediği için bugünlük yazımı
sonlandırıyorum. Yazıyı bloguma atarken bu konularla ilgili fotolara sahip
olmadığım için muhtemelen yarın ki yazılarımdan itibaren hem fotoğraflar hem de
ilginç anıları paylaşmak istiyorum.. SAYGILARIMLA